konusu sen olmayan günlük.



şu yaz gecesini daha anlamlı kılan ve belki evrende kapladığım alanı sevgiyle benimsememi sağlayan serin rüzgara, taze nane yapraklarının varlığına, kahve çekirdeklerine, pati'nin ay çöreği bakışlarına ve daha nicelerine... minnettarım. ve sana, yaktığım mektupların dumanlarıyla. aslında konu sen değilsin, bunu biliyoruz. yine de düşünmeden edemedim, her şey farklı olsaydı. her şey farklı olsaydı, şu yaz gecesinde melankolinin durgun sularında yüzmekten zevk almazdım. duru ve sakin bir denizde, aniden ama korkutmadan bastıran yağmur eşliğinde suyun kaldırma kuvvetine emanet etmek gibi bedeni. kulağında sessizliğin uğultusu. 

bugün belki de seninle oturduğumuz  aynı  masada türk kahvesi içtim.


anımsayamıyorum. gözlerinle yan masadaki aileyi göstermiştin. açıkça sormadım ne demek istediğini. açıkça sorduğum bazı soruların cevabında boğulmuştum ondan önceki zamanlarımızda. şu yaz gecesinin konusu da sen değilsin, objesi de sujesi de ve her şeyi de. tek başıma, yıldızların arasında salınmak istiyorum sevgili okuyucu.

marşal pastası yedim bugün. önceki yediklerime asla benzemiyor. çok tatlı, nostaljik, minik bir dükkanda. bunca zaman önünden geçip durmuşum. hayıflandım körlüğüme ve tembelliğime. oysa yaşamayı henüz birkaç senedir becerebiliyorum ya da öyle sanıyorum. 

gözlüğümü yeniledim bugün. güneş gözlüğümü. önümdeki yıllara daha net ve temiz, zararlı ışınlardan korunaklı. umarım.

artık daha hızlı ve lezzetli yemekler yapabiliyorum. günümü daha iyi planlayabiliyorum. sanıyorum daha az agresifim. radikal değişimler ve belki artan kas oranım, bazı hormonlarımı etkilemişti. bu ay düzene girdi. sanırım. kendimi daha insan hissediyorum.


zamanin otesinden gelen edit: bağcheli says: 4o yapar.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bunları boşver, olan yine olur.

2405.