camera lucida.
birazdan hava kararır. eğer ölmezsem ani bir kader dokunuşuyla, geleceğin birinde yazdıklarımı okuyup havanın karartı ayrıntısının gereksizliğine gülerim burada. derken, sokak lambasının pembemsi cılız ışığı sağ gözümde seyirdi. belediyemiz iyi çalışıyor. gülümseyin. hayatım bazı ayrıntılara bağlıymış gibi. bazı tesadüfler ve bazı tekerrürler. dönemsel olarak bazı tabular. yıkmaya çalıştığım tabular. ama tabular... tabii ki her tekrar da zaman içinde özerkliğini ilan edip küçük sürprizler çıkarıyor karşıma. ne var ki şimdiye kadar, "hoş geldin tam zamanında geldin." dediğim bir sürprizim olmadı. bu da benim zamansız cezammış. eylül ayının yoğunlaşan bulutları gökyüzünde gezmeye başladı sonunda. akşamüzeri saatlerinde serin rüzgarlar da esti burada ve ben "hava serinledi, üşüdüm ben, görüyor musunuz hava nasıl serinledi." diye şenlendim. çocuklar gibi şendik o akşamüstülerinde ve sararmış yapraklar teker teker yere düşüyordu. ilk sonbahar yaprağını günahsız olan a...