Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

sayın küçük hanım.

filiz akın kabarık saçlarıyla ve kartal tibet flash tv aklaşmış saçlarıyla ekranda beliriyor. herkes mutlu olsun istiyorum.  bak bunu kalpten istiyorum. herkes iyi olsun, mutlu olsun. iyilik meleği değilim ama iyilikle dönsün bir şeyler. kimseye ispat borcum da yok.  aşırı rüzgârlı günlerden sonra birkaç saçma şey. uçmadıysak yeryüzünde zamanımız varmış daha. en iyi şekilde değerlendirelim.  buradan gideceğim bir gün. uzak değil. birikimimi yapıyorum. bebek adımlarla ama emeklemeden koşmayı öğrenemeyiz. bazı aksilikler oldu fakat döviz birikimim -her şeye rağmen- ve ruhsal anlamda iyi gidiyor gibi. kendime gelmem zaman aldı. yolumda kimseyi istemedim. onlar beni bağışlasın. ama önce ben kendimi bağışlayayım. ben de onları bağışlayayım. herkes mutlu olsun. hoççakalın.

kediköy.

sert konuş, zaman geçmiyor başka türlü.  baylan’dan paskalya çöreği aldım. bayat değil bak. şekerci ceröl’ün önünden geçince hep şaşırıyorum. white r. zamanı da geliyor.  cebimdeki çakıl taşlarını denize bırakıyorum. boyanmayacak kadar şekilsizlermiş dediler bazıları ve ben sadece özgür olsunlar diye. şekilsizlikleriyle sevmiştim ve benimsemiştim onları. günü’nün iki metrelik boyuyla ölçüyorum adımlarımı. uzak. kabullenmek çok zor ve kabul ediliyor. öyle ki... delirirsin. hiç de bi şey olmaz. kabul et. 

çiçenk.

evet. bir sürü fotoğraf çekildi, fotoğraflar karıştı. yanlış paylaşımlar yapıldı. geriye mutluluk gözyaşları kaldı. gecenin sonuna kutlamalar kaldı. taksi şoförüne “üstü kalsın.” denilen ülke lirası kaldı. sonuç itibariyle hiçbir önemi kalmadı.  geriye burada bir süreliğine hapsolmuş bir ruh kaldı. mutlu bi şey.

adeta gerçek.

biraz canım yanıyor ama geçecektir. sıkışmışlık ve neden diye sormam gereken şeyler var. cevabını bulursam daha bilinçli yönetebilirim belki ama bu, acıyı azaltmayacak gibi duruyor. yine de... yabancı olmadığım bir his. bu yüzden bağışıklığım var.   canıgüz’den bahsediyorlar. güzelliyorlar. halbuki bir sarhoşluk anında “sen dişisin ve asla benim kadar başarılı olamazsın.” dediğini unutuyorlar ya da kabul ediyorlar. düşünüyorum. keyfim kaçıyor.  sonra polanski izlerken zevk aldığımı düşünüyorum. keyfim kaçıyor. kendimin keyfini kaçırıyorum. müthiş bir ikilemin içine düşüyorum. gururum el vermiyor. heyecanlarınız, heyecanlarımız, aşklarınız, aşklarımız, yol arkadaşlığımız, umrumda değil. imkanım olsaydı dünyanın bütün kedilerini, köpeklerini, kuşlarını ve ... mutlu ederdim. sizi değil. ışıkları kapatın ve kapıları kapayın. hoşçakalın. 

hard fork.

eşit değildir soft fork.  bekliyorum. gri masanın üstündeki beyaz damarları izliyorum. saç diplerimi pişiren ısıtıcı, soldan soldan geliyor üstüme. grande’ye şunu kapatır mısın diyorum. çok konuşmadan gitsin lütfen. nitekim o hengamede fazla konuşmadan uzaklaşıyor. kahve çok güzel.  kkıran’dan nispeten uzun bir mesaj gelmiş sabahın kör saatinde. ben, neyse ki sabahın kör saatinden biraz daha geç uyanıyorum hayatın gerçekliğine dahil olmak için. neyse, bunlar buraya uygun değil. aslında hiç takılmadığım bir konuyu, sorun haline getirip ondan uzaklaştığımı sanıyor ve mutlaka izaha gerek duyuyor. yok dedim, takılmadım buna. ben insanları yargılamıyorum, hakkaten de bak, bu böyle. laf olsun diye hayretlere düşüyorum bazen. şaşırma efektleniyorum. sonra diyorum ki, bunlar olabilir. ama o inanmıyor. inandırmak zorunda değilim. pek tabii o da inanmak zorunda değil. ben diyorum, ben, izaha muhtaç olduğunu düşünüyorsan dinlerim seni. ahtapotla geliyor. üzülüyoruz ahtapotu görünce tence...