skinny pantolonlar. ocak ayının birinde ikibinyirmisel talihsizlikler, tarih attığımız sayfalardaki mürekkepleri dağıtmadan/telefonlarımızdaki saatleri bozguna uğratmadan giymiştim ve kemerimi belime. bilirsin, severim revolver. skinny pantolonlar. caddelerde yürüdüğümü hissetmediğim zamanlar. şimdi düşündüğümde, uçuyormuşum. havaların fazla soğuk ve ısıran kısmını eldivenimin dışında tuttuğum yanılgısını elimin kızarık soğuk yanığında fark ettiğimde gecenin ikisinde yediğim o tatlı biber soslu hamburgerin üstüne yemin edebilirdim, hayatın yaşanacak güzel günler getireceğine inancım vardı. sokaklarda double pıtlı dumanlarımı havaya bırakırken gün ışığını sakince düşlerdim. ay ışığının olmadığı gecelerde ışığı kendim yaratabilirdim. cebimde taşıdığım, geçmişten gelen hayaleti de gölgeme eklediğimde birkaç pıt da gözlerimden düştüğünde, öfkelenerek yaşamın ihtimallerinin gücüne tutundum kendi gücüme de inanarak. acılı öfkemle birlikte bir revolverim olsaydı kemerim...