muhtevası saçma.
skinny pantolonlar.
ocak ayının birinde ikibinyirmisel talihsizlikler, tarih attığımız sayfalardaki mürekkepleri dağıtmadan/telefonlarımızdaki saatleri bozguna uğratmadan giymiştim ve kemerimi belime. bilirsin, severim revolver.
skinny pantolonlar.
caddelerde yürüdüğümü hissetmediğim zamanlar. şimdi düşündüğümde, uçuyormuşum. havaların fazla soğuk ve ısıran kısmını eldivenimin dışında tuttuğum yanılgısını elimin kızarık soğuk yanığında fark ettiğimde gecenin ikisinde yediğim o tatlı biber soslu hamburgerin üstüne yemin edebilirdim, hayatın yaşanacak güzel günler getireceğine inancım vardı. sokaklarda double pıtlı dumanlarımı havaya bırakırken gün ışığını sakince düşlerdim. ay ışığının olmadığı gecelerde ışığı kendim yaratabilirdim.
cebimde taşıdığım, geçmişten gelen hayaleti de gölgeme eklediğimde birkaç pıt da gözlerimden düştüğünde, öfkelenerek yaşamın ihtimallerinin gücüne tutundum kendi gücüme de inanarak. acılı öfkemle birlikte bir revolverim olsaydı kemerimde taşıdığım, altıpatlarda dünya barışı için maslow'un hiyerarşisinde üstü görebilirdim. güç terkiplerinde çatıştığımı anladığımda, tez ve antitezlerde ilerleme kaydetmenin varlığıyla anlaşma yaptım.
şimdi varla yok arasında skinny pantolonuma başarısız güzellemeler koşarken, cemal süreya'nın kaybettiği y harfiyim. belki.
bugün pantolon giydim.
skinny.
Güzel bir paylaşım olmuş 😊
YanıtlaSilteşekkürleer:)
Siliyi misin teeen :)
YanıtlaSiliyiyim deep:) ben biraz ara verdim de galiba. ama hep okudum senii:)
Sil