hüzün kovan gece kuşu


  Hey there!
  Orta okul yıllarımda en çok dinlediğim parçaydı "Hey There Delilah".  Pek bilinmeyen, tek şarkıyla    patlamış Amerikalı bi grubun en güzel şarkısıydı. Netlog zamanlarım... Açayım da dinleyeyim            şimdi ama kulaklıklarımı almaya üşeniyorum. Şimdi gördüm ki Deniz Tekin de coverını yapmış.
  Mr. Boombastic diye bir arkadaşım vardı o zamanlar. Raton Laveur. Ne zaman bu şarkıyı dinlesem    aklıma o geliyor ve ergenliğe geçiş yıllarım.
  Çok da beğenmediğim cover

Yara izlerini severim. Dikişleri, kabuk bağlayan ama ardında iz bırakacak yaraları tercih ederim. Acı dolu mutlu bir kaşıntı. Hayat gibi bi şey. Bazen scab diye aratıp yara izlerine bakıyorum instagramda.

Vücudumda bir sürü iz var. Kimisini seviyorum. Sevmediklerim de var(dı) ama onları kucaklamayı öğrendim.
Babamın kocaman bir yüzüğü vardı. Hatırlamıyorum üzerindeki şekilleri ama büyük damgalı gümüş bi yüzüktü. Senelerdir taktığı yüzüğü neden çıkarma gereği duydu bilmiyorum ama zar zor çıkardığı yüzüğün ardında derin ve kırmızı bir iz kalmıştı.

Kırdığı kalpleri dizmiş ipe                 
Yine de en büyük zararı kendine
Ayak izlerini kuşlar yesin diye  Ekmek kırıntıları bırakır geride
Tanrı'ya sığınan kız çocuğu geceleri
İsyankar gündüzleri.

Kurban bayramının ikinci günü başladı dört saattir. Galiba bi tek bu bayramı pek sevmiyorum.
Havanın sıcaklığı, güneşin o rahatsız edici ışığı kırıldı. Eylül'e dönerken yüzünü hafif bir serinlik aldı buraları. Sokaklar grileşecek, ağaçlar sarı elbisesini giyecek ve yağmurlar esecek. Ben mutlu olacağım kendi karanlığımda. Mehmet Rauf'un Eylül romanını hatırladın mı G.? Neden şimdi aklıma o yangın ve ipek eldiven geldi.

İlk defa öğretmenlikten para kazandım. Yaklaşık iki ay 10 yaşındaki öğrencime temel dersleri verdim. Cüzi miktarda para beni fevkalade mutlu etti.

Bir hafta sonra annemle tatile gideceğim. Erdek... Küçük, mütevazi ama huzurlu bir tatil olmasını diliyorum. Sonrasında da bir tatil muhabbeti var ama bunu yaşayıp bittikten sonra paylaşırım.

Gün bi saat sonra doğar sanırım. Hastayım. Gözlerim yanıyor, burnum tıkalı, başım ağrıyor.
Zaman ne kadar hızlı ve karmaşık. Tanımadığım semtlerde kapı kapı dolaşıp dizlerimde yara izleriyle ve güzel armağanlarla dönüyorum kendi içime.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bunları boşver, olan yine olur.

konusu sen olmayan günlük.

2405.