Kayıtlar

Eylül, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

sarsıcı bir yeryüzü.

odamdayım. pembeye teğet geçmiş çok sütlü lila renkli duvarlara bakıyorum. ailemi düşünüyorum. kedimi, annemi, dedemi... sevdiklerimi... onların kaybolması düşüncesi ne garip bir çaresizlik yaratıyor aklımda ve ne ağır bir acı hislerimde.   99 depremi geliyor aklıma ve sadece haberlerde gördüklerim... evleri yıkılan insanlar, ailesini kaybedenler... "zor" demek yetmiyor.   bu duvarlar, bir sarsıntı sonucu üzerime yıkılsa... lila renkli bir ölüm. pamuk şekeri tadında bir veda vadetmiyor hayat bana. ölmek nasıl bir şey ? çiçek çocuk, kırmızı bisikletiyle veda ettiğinden beri bana, inanmaya olan ihtiyacım arttı ölümden sonraki hayatın gökyüzünde devam ettiğine. bu yüzden geceleri nefesim kesildiğinde yıldızlara, gün içinde bulutlara, gün batımında güneşe bakma ihtiyacı duyuyorum.  çok daha sonra... mülkiyete neden bu kadar bağlandığımı ve dört duvarsız neden bu kadar huzursuz hissettiğimi sorguluyorum insanlık tarihini düşünüp. evrene ihtiyaç duyuyorum, yaş...

yalnız ama genelde mutlu bir yazı.

gecenin en sevdiğim saatleri başlıyor ama ben düzenli bir hayat için uyumak zorundayım. gelmeyen uykumla, geceleri aklıma hücum eden binbir gereksiz düşünceyle yatağıma gömülüp yastığıma sarılıp sızmak... eylül ayı geldi ama gündüzleri "ne biçim bir eylül bu! hala terliyorum sıcaktan." diye yakınıyorum pek sevgili görünmez Mikail'e. neyse ki geceleri serinliyor hava ve üşüyorum. bir de serin bir yağmur dökülse pencereme... yürürken basılmamış kuru yapraklar bulup basıyorum. çıtırdıyor zaman ayaklarımın altında. ufalanıp doğaya daha kolay karışıyor. kar yağdığında da basılmamış bembeyaz yumuşak zemine ilk ayak izini bırakıp, o garip "gırç" sesini duymayı seviyorum ama böyle kar yağmadı birkaç senedir buraya. aklımdan bazı anıları, bazı sahneleri silmek için uğraşıyorum şu günlerde. öyle zor ki... çok sevdiğin birine, en değerli şeyini, içinden bir parçayı hediye sunuyorsun. bir kristal kalp veriyorsun mesela. ama o öylesine bir şeymiş gibi, dikkatsizce cebine...