parıltılı klavye tıkırtıları.
nail artla ilgiliydim bi aralar. şimdi pek uzatamıyorum tırnaklarımı, staj sebebiyle. değişik renkler de denemeyeli uzun zaman oldu. ama ojeler güzel. ojelerim çabuk bozuluyor dolabımda.
bugün nude pembe üzerine ışıltılı bir oje sürdüm. yine nude tonlarında sütlü eflatun simler. gözü yormayan, saf bir süslülük hali. havada uçuşan toz pembe peri kızları geliyor aklıma. bakınca mutlu oluyorum.
yorucuydu buraya yazmadığım zamanlar. özlemeyi istemediğim ama özlediğim insanlarla rüyalarımda uğraştım hiç istemesem de. soğuk ve ıslak ve kirli kaldırımlara yüz sürüp, tek başıma üşüyerek uyuduğum zamanları tahayyül ettiren hislere kapıldım bu zamanlarda. bir sürü bisküvi ve cennet hurması keşfettim. tarçınlı tabii. ve yoğurtlu tarçınlı. dengemin şaştığı zamanlar oldu. korktum yine, eskiye dönerim diye.
birkaç film bitti. aklımdaydı, "ben bu filmleri yazayım bloga." yazmadım. zaman geçti.
fringe finalini izleyeli çok oluyor. spoiler: kalbim ağrıdı. ama beş altı yıl önce, kıvırcık saçlı biri demişti, "kalbini ağrıtan film sonlarını, değiştirebilirsin aklında." denedim. aklım ağrıdı. ağırdı ağrılı şeyler, güçsüzdüm demek ki. ama alıştım. unuttum hemen. hem fringe'in sonu da çok ağrıtmadı. güzeldi yine de.
arkadaşlarla buluştum. tiyatroya gittim, yeni mekanlar keşfettim. bir yer vardı mesela. pedro'nun film senaryosunun kitabını buldum kitaplığında. filtre kahveler, şekersiz türk kahveleri içtim. sohbet ettim. susup dinledim.
bir de spor salonuna üye oldum. koşu bandından korkar oldum, ayaklarım karışır düşerim diye. düşersem o siyah bant beni yutabilir. bu korku bende hiç yoktu. geçen sene başladı. aç karnına cardio yaptığım bir gündü. başım döndü, dizlerim titredi ve başladı. galiba kendimi ekarte ediyorum, fark ettirmeden oyunlar oynuyorum kendime. sabotaj bayramı. korktuğum ne varsa, olumlu ihtimalleri sabote edersem eğer bahanelere de sığınma hakkım doğuyordu. murphy kanunumsu.
öyle işte... geçti zaman. bir sürü şey daha oldu.
bu haftam, heyecanlı ve koşturmalı geçecek diye tahmin ediyorum. bu dönemin son stajı, finaller öncesi son dersler ve bunların yanında, yılbaşında yurt dışı seyahati. tombalada bingo oldu sanırım. uzun zamandır görüşmediğim ortaokul arkadaşımla, son bir senedir ara ara buluşuyorduk. geçenlerde muhabbet açıldı, gidecekmiş. "gelsene sen de." "nasıl olur, kem küm."
ben de gidiyorum.
bugün nude pembe üzerine ışıltılı bir oje sürdüm. yine nude tonlarında sütlü eflatun simler. gözü yormayan, saf bir süslülük hali. havada uçuşan toz pembe peri kızları geliyor aklıma. bakınca mutlu oluyorum.
yorucuydu buraya yazmadığım zamanlar. özlemeyi istemediğim ama özlediğim insanlarla rüyalarımda uğraştım hiç istemesem de. soğuk ve ıslak ve kirli kaldırımlara yüz sürüp, tek başıma üşüyerek uyuduğum zamanları tahayyül ettiren hislere kapıldım bu zamanlarda. bir sürü bisküvi ve cennet hurması keşfettim. tarçınlı tabii. ve yoğurtlu tarçınlı. dengemin şaştığı zamanlar oldu. korktum yine, eskiye dönerim diye.
birkaç film bitti. aklımdaydı, "ben bu filmleri yazayım bloga." yazmadım. zaman geçti.fringe finalini izleyeli çok oluyor. spoiler: kalbim ağrıdı. ama beş altı yıl önce, kıvırcık saçlı biri demişti, "kalbini ağrıtan film sonlarını, değiştirebilirsin aklında." denedim. aklım ağrıdı. ağırdı ağrılı şeyler, güçsüzdüm demek ki. ama alıştım. unuttum hemen. hem fringe'in sonu da çok ağrıtmadı. güzeldi yine de.
arkadaşlarla buluştum. tiyatroya gittim, yeni mekanlar keşfettim. bir yer vardı mesela. pedro'nun film senaryosunun kitabını buldum kitaplığında. filtre kahveler, şekersiz türk kahveleri içtim. sohbet ettim. susup dinledim.
bir de spor salonuna üye oldum. koşu bandından korkar oldum, ayaklarım karışır düşerim diye. düşersem o siyah bant beni yutabilir. bu korku bende hiç yoktu. geçen sene başladı. aç karnına cardio yaptığım bir gündü. başım döndü, dizlerim titredi ve başladı. galiba kendimi ekarte ediyorum, fark ettirmeden oyunlar oynuyorum kendime. sabotaj bayramı. korktuğum ne varsa, olumlu ihtimalleri sabote edersem eğer bahanelere de sığınma hakkım doğuyordu. murphy kanunumsu.
öyle işte... geçti zaman. bir sürü şey daha oldu.
bu haftam, heyecanlı ve koşturmalı geçecek diye tahmin ediyorum. bu dönemin son stajı, finaller öncesi son dersler ve bunların yanında, yılbaşında yurt dışı seyahati. tombalada bingo oldu sanırım. uzun zamandır görüşmediğim ortaokul arkadaşımla, son bir senedir ara ara buluşuyorduk. geçenlerde muhabbet açıldı, gidecekmiş. "gelsene sen de." "nasıl olur, kem küm."
ben de gidiyorum.
Ne güzel yazmışsın, keyifle okudum, daha çok yaz lütfen :)
YanıtlaSilYılbaşında çok eğlen :)
Yürüyüş bandında koşarken üzerimdeki sweatshirtü çıkarmaya çalışınca dizüstü banda düşmüştüm, sıkıntı tam arkamda duvar olması ve bandın bacaklarımın altında gitmeye devam etmesiydi, soyuldu ama geçti, yutsaydı beni yutardı, zor kurtuldum elinden :)
benim titrek dizlerime göre seninki fazla cesaret:) sweat çıkarmak! o yutucu bantta koşarken hem de! artistik patinajik bi hareket:D geçmiş olsun. daha kötü şeyler de olabilirmiş :)
Sildizlerim titriyor ne oldu bana anlamadım halbuki parendeler atardım ben o koşu bandında. :P
yaşlandım galiba:(
Uzun zaman oldu özlemiştik seni iyi ki yazmışsın bu yazıyı :)
YanıtlaSilTiyatroya gitmen ne güzel olmuş. Ellerine sağlık yine çok güzel bir yazı olmuş! Yeni yılın da şimdiden kutlu olsun! :) ♥
ben de sizi, buraları özlemişim:)
Siltiyatroya daha sık gitme planlarım var, bakalım...
teşekkür ederim:) senin de yeni yılın kutlu olsun şimdiden. 2020 ile ilgili bi yazı yazsana:)
Kalbini ağrıtan film sonlarını aklında değiştirmek... Çok ilginç. Yapabilir miyim ki? Yapabilirsem harika bir şey olur zira. :)
YanıtlaSilzor oluyor, pek inandırıcı da olmuyor ama mutluluk seviyesini bi tık arttırıyor. hayat, animeler gibi ova bölüm yapıp önümüze koymuyor ki:(
Silcardiodan 3 saat önce yemek bahsini kapatmak harika fikir. 1 saat öncesinde de sıvı tüketimini bırakmak... tavsiye ederim.
YanıtlaSildikkat edelim, bantlara yem olmayalım ;)
açken yapıyordum hep fakat benimki üç saati aşıyordu. hata benim tabii. çarpıldım mı ne oldu ben anlamadım.
Silo değil de bir saat öncesinde sıvı tüketimini bırakmak sıkıntı olur. su içilmeli.
l-carnitin aldım iki shot. denişik hatalarım, deneysel süreçlerim olacak. ölmesem bari.
bant üzerinde dengesizce sekerken, tribe girip hayaletlerden kaçan pacman gibi hisseden birisi.
oooooo hadiii iyi yolculuklaar :) almodovar ın mı, adı ne kitabın yaa :) volver, annem hakkında her şey, julieta, hable con ella filmlerine bayılırııım :)
YanıtlaSilteşekkürler:)
Silkitabın adı hable con ella, yani o filmin senaryosu. görünce acayip şaşırdım.
annem hakkında her şey'le tanıdım ben almodovar'ı, küçüktüm daha. bi de amenabar var. onu biraz daha çok seviyorum. en son mar adentro'yu izledim, tavsiye ederim izlemediysen.:)
hıms saol aklımda olsun bu kitap :) amenabar seviyom ben deee :) içimdeki deniz, izlemiştim, bi daha izlerim, izlemediysen inarritu, amores perros da nefis bir film :)
Silizlememiştim, önerilerine güveniyorum, eklendi listeye:)
SilKitaplıklı kafeler güzel oluyor değil mi :))
YanıtlaSilBöyle kitaplı, uzun yazılı blogları seviyorum ya. :) Belki benimki de öyle olduğu için... :)
Beklerim, sevgiler!
evet, eski şeyler de bulunuyorsa o kitaplıklarda pek şükela.
Silteşekkürler:)
teşekkür ederim:)
YanıtlaSilhttps://kagitsalincak.blogspot.com/2019/12/christmas-filmleri.html
YanıtlaSilkrismıs filmleri için bu yazıyı ve yorumları okusan yaaaa :)
hemmen! nöel filmleri çok güzel, animasyon olanları daha da çok güzel ne güzel:)
SilEne, benim yazımı önerdiğin için teşekkür ederim Deep, umarım ikiniz de sevmişsinizdir :))
Silheeee ivit ivit, klaus belissimoooo :)
Silbirkaç iyi ve ilginçli film daha söleyim, la zona (meksika/yasak bölge), intacto (ispanya), house of games (abd). şaşırtıcı ve iyi filmleeer :)
YanıtlaSilNude sürmeyi severim ben de, son günlerde parıltılı ojelere de taktım. :D Umarım yeni yıl gezin güzel geçer, iyi geziler ve mutlu yıllar! :))
YanıtlaSil