moenia mundi.*
günlerin getirdiği akşamüzeri bulutları ve gece kuşlarının gün ışığıyla şaşkın dansı. yaz kokan depresif sessizliğe rağmen renklenen doğa ve uçuş uçuş olmuş çiçek özü kokuları. yaşamak.
yakın tarihte babası vefat eden komşumu akşam yemeğinde ağırladım. komşum, çocukluk arkadaşım. zor zamanlar birbirine daha yakınlaştırıyor belki insanları. ales sorusunda bahsedildiği gibi, insan belki de salt acıdan değil, görülsün ve anlaşılsın diye ağlıyor. anlaşılsın ki yaşamak da kayıp parçasını bulsun. her kayıptan sonra, yeryüzünde tanıdığımız ve yakın bağlarla temaslandığımız, sevmek eylemiyle tutunduğumuz canlı bireyler kaybolunca sanırım metafiziksel tartışmalar da gün yüzüne çıkıyor. tutunacak bir dal olarak hayat ağacımızda bize alternatif oluşturuyor. yoksa nasıl baş edebiliriz, -bence- içine fırlatıldığımız yeryüzünün karmaşıklığıyla. ufak oyunlar, tanrıya veyahut enerjiye inanmayı tercih etmeler, evrenler arası frekans farklarında iyiliklerin olasılığını kabul etmeler... falanlar ve fidanlar yeşeriyor her yaş alışın sayısal çocukluğunda.
clinamen** ağlatıyor bazen. çünkü bu kadar rastlantı, içine düştüğümüz ve benimsediğimiz çemberdeki hacmimizi; bizi birbirimize bağlıyor sıkıca. bağlandığın somutluğun yok oluşunu insan kabullenemiyor. halbuki akın akın soyutluğa ibadet ediliyor. iki ucun ortasında şeytan taşlarken cambazlık yapabilenler adapte olabiliyor.
balkonumun gördüğü çiçekler çok güzel. bahar, her gelişinde beni yaşama yaklaştırıyor ve bi takım korkular.
nalet olsun atom fiziğine de, ama öğreneceğim serseriliği, hergeleliği. hindistan cevizli soğuk tatlılar çok leziz ve sıcak pideler.
*dünyanın surları.
**atomların rastlantısal birliği.
napcan işte hayatı böyle geçiriyoruz kendimizi hoş kandırışlarla :)
YanıtlaSil