aşka dair abes bir malumatfuruş ve bazı şeyler.
kız bi şeyler yazmak istedi.
"sana dair.
"sana dair.
aynı avcun içine düşmüş kar taneleri olup eriyelim, isterdim. birbirimize karışıp döngüsel sonuçlarda tekrar kar tanesi olduğumuzda, kendimize özgü bir şekle bürünüp türlü muhalefet dünya hallerinden geçelim. buna hazırdım, evrenin her köşesine seninle gitmeye hazırdım. diğer herhangi şeyleri seninle aşmaya, iyi günleri ve kötü günleri seninle yaşamaya.
ama olmadı tabii. tabii olarak bu tabi ilişkinin hassas olanı, aptal yerine konulanı bendim.
sen hiç inanmadın çünkü inanmak da pek istemedin. çünkü büyük ihtimalle sen hiç istemedin. travmalarımız ve bazı sebepler izin vermedi aynı yolda yürüyelim. buna sen de dahil.
eh ben de yeni yeni atılmıştım hayata ve bilmediğim çok şey vardı. onlu yaşlardan yeni çıkmış, üstelik pek de bi şey yaşamamış, özgür olmak ve yaşamadığı ne varsa bir anda yaşamak isteyen fazla meraklı biriydim. birbirimize karışamamamız için pek çok sebep vardı, bunlara sen en başından beri inandın. ben ise bu sebeplere hiç inanmadım. yarattığın tüm sebeplere inandığın halde gitmedin, gitmeme de izin vermedin. hislerin kullanılması bu muydu bilmiyorum. olanlara izin vermem ise benimle mi alakalıydı bilmiyorum.
senden sonraki hayatım sana dairdi. seninle tanışmam da bana dahil. çünkü ben seçmiştim, yolumu. tüm korkularım, cesaretlerim, geçmişimin izleri geleceğimi şekillendirmişti işte... işin içine aşık olmak girdi. aşık olmak çok normaldi tabii. uzun cümlelerimin gözleri yaşlıydı. bir şeyler öldürülmüştü içimde. yine de bi şeyleri sevdiğimi hissediyordum. ama.
ben yağmuru çok seviyordum. sen buna bile inanmadın. inanmayışların benimle değil, seninle ilgili bir durumdu ve çoğu şey de senin tercihinin sonuçlarıydı. "
sen hiç inanmadın çünkü inanmak da pek istemedin. çünkü büyük ihtimalle sen hiç istemedin. travmalarımız ve bazı sebepler izin vermedi aynı yolda yürüyelim. buna sen de dahil.
eh ben de yeni yeni atılmıştım hayata ve bilmediğim çok şey vardı. onlu yaşlardan yeni çıkmış, üstelik pek de bi şey yaşamamış, özgür olmak ve yaşamadığı ne varsa bir anda yaşamak isteyen fazla meraklı biriydim. birbirimize karışamamamız için pek çok sebep vardı, bunlara sen en başından beri inandın. ben ise bu sebeplere hiç inanmadım. yarattığın tüm sebeplere inandığın halde gitmedin, gitmeme de izin vermedin. hislerin kullanılması bu muydu bilmiyorum. olanlara izin vermem ise benimle mi alakalıydı bilmiyorum.
senden sonraki hayatım sana dairdi. seninle tanışmam da bana dahil. çünkü ben seçmiştim, yolumu. tüm korkularım, cesaretlerim, geçmişimin izleri geleceğimi şekillendirmişti işte... işin içine aşık olmak girdi. aşık olmak çok normaldi tabii. uzun cümlelerimin gözleri yaşlıydı. bir şeyler öldürülmüştü içimde. yine de bi şeyleri sevdiğimi hissediyordum. ama.
ben yağmuru çok seviyordum. sen buna bile inanmadın. inanmayışların benimle değil, seninle ilgili bir durumdu ve çoğu şey de senin tercihinin sonuçlarıydı. "
kızın gururunun bu kadar kırıldığı pek olmamıştı. o da bu yüzden gitmeyi tercih etti.
onlar gibi olmak kıza uygun değildi. aslında onlar dışında kimseye uygun değildi. underground alaca karanlık kuşağında aşk aramak senin neyine.
*
falan filan.
chill since 93 yazan ve muz yiyen maymunlu, hippie minibüslü bi tshirt aldım bugün. chill out dinleyip utanmadan dans ettiğim çakırkeyf sahilin hayali gibi tshirt. sevdim. umut vadediyor ülkeme. büyük bayaa. ben giyerim bunu el bezi olana kadar. pembe moda mı bu bahar. pembeli şeyler vardı vitrinlerde. aldım haliyle birkaç ucuz şey. pembe seviliyor ülkemde.
elimin pump olmuş damarlarını nasıl seviyorum. çok seviyorum.
onlar gibi olmak kıza uygun değildi. aslında onlar dışında kimseye uygun değildi. underground alaca karanlık kuşağında aşk aramak senin neyine.
*
falan filan.
chill since 93 yazan ve muz yiyen maymunlu, hippie minibüslü bi tshirt aldım bugün. chill out dinleyip utanmadan dans ettiğim çakırkeyf sahilin hayali gibi tshirt. sevdim. umut vadediyor ülkeme. büyük bayaa. ben giyerim bunu el bezi olana kadar. pembe moda mı bu bahar. pembeli şeyler vardı vitrinlerde. aldım haliyle birkaç ucuz şey. pembe seviliyor ülkemde.
elimin pump olmuş damarlarını nasıl seviyorum. çok seviyorum.
:) ah çok tatlı. bir anı olsa gerek yani, old flame :) underground alaca kuşakta aşk :) ne hoş tişörtmuş o yaa, bulursam alırım. chill outlu sahil oh :) hani yıllarca bayrak gibi giyilenlerden yani hıhım olabiler bu tişört :) pembe hoş tabiii :) pump it up :)
YanıtlaSilkafamda twilight zone müziği çalıyor. cümlelerimi de toparlayamıyorum bu yüzden. yoksa uzun bi şeyler yazardım ben buraya. alevli meyve tabakları dönüyor beynimde.
Silne güzeldir senelerce giyilen tshirtler :)
Ya blogunuzu yeni keşfettim sanırım, şimdi yazılara bakıyorum :)
YanıtlaSilFalan filan. :)
Ben de beklerim blog'uma, sevgiler
falan filan falan filan. siz daha önce de yazdınızmıştı eski yazılarıma. ^^
SilÇok güzeldi. Hedefler aynı olmayınca beraberlik pek olmuyor galiba...
YanıtlaSilTişörtünü sevdim, böyle şeyleri giymekten hoşlanırım ben de :D
hedefler ortak olunca da bi şeylerin olmadığını görenler var.
Silmaskülen ve boyfriend takılıyorum şu aralar.
tayland'a da gidesim var ama hayat tutuyor beni :(
:D
Çok eski bir hissi hatırlattı bu yazdıkların. Üniversite, hayal kırıklıkları, bir türlü sevmeyen, bağlanmayan erkek arkadaşlar. Bir an ben yazdım sandım yazıyı. O zamanlar ben de böyle yazardım. Çünkü böyle hissederdim. Ama sen iyi yazıyorsun. Valla.
YanıtlaSilhayalim kırılmadı, sevmemezlik de olmadı.
Silher bardağın kapasitesi farklıymış.
duygu asena okuyan liseli kız, literatüründeki feminizmin aşık oluncaya kadar geçerli olduğunu fark etmiş.
teşekkürler:)