haydi gamzelim.
merhaba sevgili okuyucu ve kendim. yazmadan hemen evvel düşündüm çoğu zamanla benzer, yüzleşmeye hazır mıyım içimle? bilirsiniz ki içimle yüz leşim vardır ve bunların hepsi benim parçamdır.
bir yanımı müthiş sevindiren ve umut vadeden, bir yanımı fefkalede korkutan ve travmatize eden bir gelişme oldu. oldurdum. zaman gösterecek, hangi yanım beslenecek. kendimi iyi tutmak için elimden geleni yapacağımı hissediyorum ve ön görüyorum. umarım ideallerim, hayatım olur ve bu süreç çiçekli bahçelerden geçer. taşlara da razıyım, sonunda beni kendi huzurlu evime ve tertemiz denizlere çıkaracaksa. bilirsiniz ki taşlar da kendi sertliğinde ve kaosunda güzelleştirir yolu.
cumartesi direksiyon sınavım vardı. geçtim. açıkçası ilk denemede geçeceğime bütünüyle inancım yoktu fakat geçtim. korktuğum parkları kaymak gibi yaptım. ulan, nasıl da güzel yaptım diye içten içe sevinirken, dönüş yolunda az daha ışıkları kaçırıyordum ama iyi kotardım. fazla önemsemeyince ve rahat davranabildiğinde yaşamak kolaylaşıyor ve zevk bile verebiliyor. ne yazık ki bu, her zaman mümkün olmuyor. olsun. yine de iyi ilerledim. darısı kalan sınavlara.
aile ve misafirler beni çok geriyor. şimdilik bunu söylesem yeterli. ayrıntılı yazmaya çalışmak bile iyi hissettirmiyor çünkü.
daha önce ACAB demiş miydim sevgili okuyucu. herkesin düşüncesi, popisi kendine pek tabii. altyapısını incelediğimde elbette mantıklı bir düzleme oturtacağım sebepler var. güzel adamdı ama beyni ve karakteri boştu. çevik kuvvet olması baştan falsolu yaptı onu ama güzel adamdı. konuştukça ve reddedildikçe battı. şaşırtmadı.
Yorumlar
Yorum Gönder