içimizdeki grinch.

dün gece hiç uyku tutmadı. sabah yedide başımı yastıkların arasına sakladığımı hatırlıyorum ve depremin yatağımı titrettiğini, saniyelik. saat belki üç sularında. bazen kendimi kaptırıyorum, fazla heyecan haline düşüyorum. henüz olmamış yarın hakkında planlar yapıp, saatlerin bir an önce geçmesi için kendimi uyumaya zorluyorum. yaşayamadığım ne varsa sırayla ama acele yaşamak için bu heyecan. korku da dahil bu heyecana, çünkü yaşayamama sebeplerim barınıyor kendi içimde. kendimden korkularım sessizce konuşuyor. tabii böyle zamanlarda genelde uykum gelmiyor. bütün gece, yatakta dönüp duruyorum. dün gece de bu zamanlarımdan biriydi. en sonunda türk kahvemi yapıp kitabıma verdim uyku için harcadığım dakikalarımı. kahvenin rahatlatıcı bir yanı var bugünlerimde. sığınak gibi. korktuğum tüm şeylerden, şeylerimden... kahveye sığınıyor gibiyim. "bir kahve yapayım, geçer..." çok alışveriş yapmaya meyillendim. mutsuz muyum iç dünyamda. bilmiyorum. ama bir şey almasam da online...