mim: notalarla yolculuk.
pek tatlı depresifpatates beni mimlemiş. :)
pek düşünmeden, anlık cümlelerle ve konu bütünlüğü kaygısı taşımadan yazıyorum genelde. mim konuları, dağınık zihnime biraz düzen getirdiğinden benim için iyi oluyor. eğlenceli olması da cabası.
bu mim konusu notalarla ilgiliymiş. dinlemeyi sevdiğim iki şarkıyı ve bende bıraktığı hisleri, anıları anlatmam istenmiş.
eskisi kadar şarkı dinlemiyorum. dinlemeyi tercih ettiklerim ise meditasyon için hazırlanmış doğa sesleri, kelt müzikleri gibi sözü olmayan ama konuşan notalar. klasik müzik de dinler oldum yakın zamanda. kitap okurken iyi gidiyor bunlar.
ilkokulda ceza'yı, ortaokulda beatles'ı, lisede queen ve pink floyd'u keşfedip ara ara metal müzikle haşır neşir oldum. dedem sayesinde trt müzik'te türk sanat müziği dinleyip terennüm ettim. ergenliğimin politik duruşunda eylemsel marşlarda yumruk kaldırdım. pyschedelic hippie olup transa geçtiğimi sandığım dönemlerim oldu. lisede felsefe öğretmenime hayranlık duyup aşka düştüğüm ve sabahlara kadar umutsuz ve fransız aşk şarkıları dinleyip sabah kuşlarının seslerini beklediğim zamanları da sayalım hadi. kadıköy'de geçen üniversitenin ilk yılında mabel matiz dinlediğimi hatırlıyorum. gençtik, saftık, duygusaldık. çorba ettik müzik zevkimizi ama "evrenseldir müzik." düsturuna sığındık utanmadan.
neyse işte...
aklıma gelen ilk şarkı a-ha'nın crying in the rain parçası.
onaltı yaşım, hava yağmura bırakmış kendini. liseli bir kız, çantasında tutunamayanlar. kütüphaneye gider her gün. karakterler yaratır kendine. gündüz düşleri, geceleri uzun metrajlı ödülsüz sanat filmlerine döner.
o zamanlar büyümek istemezdim çünkü farkındaydım bir daha o günlerin uçuşan büyüsünü yaşayamayacağımı.
otobüs camından süzülen yağmur damlalarını hatırlatıyor bu şarkı.
gereksiz bir acıya bürünme hali.
ama verimli geçen zamanlardı, yaşıma göre.
ikinci şarkı yeni türkü'nün başka türlü bir şey'i.
tamamen spontane akla geliş, sabaha dönerken saat.
reşat nuri'nin akşam güneşi romanını çok severim. akşam güneşini de ayrıca severim. ilk okuduğumda, kitabın sonlarına doğru tesadüfen bu şarkıyı dinledim. kitapla bütünleşti notalar ve sözler. güzel bi büyülenişti o zamanlar. uzun bi aradan sonra yeniden dinledim. silikleşse de bazı anılar, hisler aynı.
*
mimleyeceğim arkadaşlar bu konuyla mimlendiler mi bilmiyorum. ben de mimlesem bir zararı olmaz bence.:)
akela
gül
pek düşünmeden, anlık cümlelerle ve konu bütünlüğü kaygısı taşımadan yazıyorum genelde. mim konuları, dağınık zihnime biraz düzen getirdiğinden benim için iyi oluyor. eğlenceli olması da cabası.
bu mim konusu notalarla ilgiliymiş. dinlemeyi sevdiğim iki şarkıyı ve bende bıraktığı hisleri, anıları anlatmam istenmiş.
eskisi kadar şarkı dinlemiyorum. dinlemeyi tercih ettiklerim ise meditasyon için hazırlanmış doğa sesleri, kelt müzikleri gibi sözü olmayan ama konuşan notalar. klasik müzik de dinler oldum yakın zamanda. kitap okurken iyi gidiyor bunlar.
ilkokulda ceza'yı, ortaokulda beatles'ı, lisede queen ve pink floyd'u keşfedip ara ara metal müzikle haşır neşir oldum. dedem sayesinde trt müzik'te türk sanat müziği dinleyip terennüm ettim. ergenliğimin politik duruşunda eylemsel marşlarda yumruk kaldırdım. pyschedelic hippie olup transa geçtiğimi sandığım dönemlerim oldu. lisede felsefe öğretmenime hayranlık duyup aşka düştüğüm ve sabahlara kadar umutsuz ve fransız aşk şarkıları dinleyip sabah kuşlarının seslerini beklediğim zamanları da sayalım hadi. kadıköy'de geçen üniversitenin ilk yılında mabel matiz dinlediğimi hatırlıyorum. gençtik, saftık, duygusaldık. çorba ettik müzik zevkimizi ama "evrenseldir müzik." düsturuna sığındık utanmadan.
neyse işte...
aklıma gelen ilk şarkı a-ha'nın crying in the rain parçası.
onaltı yaşım, hava yağmura bırakmış kendini. liseli bir kız, çantasında tutunamayanlar. kütüphaneye gider her gün. karakterler yaratır kendine. gündüz düşleri, geceleri uzun metrajlı ödülsüz sanat filmlerine döner.
o zamanlar büyümek istemezdim çünkü farkındaydım bir daha o günlerin uçuşan büyüsünü yaşayamayacağımı.
otobüs camından süzülen yağmur damlalarını hatırlatıyor bu şarkı.
gereksiz bir acıya bürünme hali.
ama verimli geçen zamanlardı, yaşıma göre.
ikinci şarkı yeni türkü'nün başka türlü bir şey'i.
tamamen spontane akla geliş, sabaha dönerken saat.
reşat nuri'nin akşam güneşi romanını çok severim. akşam güneşini de ayrıca severim. ilk okuduğumda, kitabın sonlarına doğru tesadüfen bu şarkıyı dinledim. kitapla bütünleşti notalar ve sözler. güzel bi büyülenişti o zamanlar. uzun bi aradan sonra yeniden dinledim. silikleşse de bazı anılar, hisler aynı.
*
mimleyeceğim arkadaşlar bu konuyla mimlendiler mi bilmiyorum. ben de mimlesem bir zararı olmaz bence.:)
akela
gül
Ne güzel anlatmışsın, emeğine sağlık 🤗
YanıtlaSilteşekkürler:)
SilEmeğine sağlık çok güzel olmuş, şarkılarda çok özel tabi ki belli.. :)
YanıtlaSilBende fırsat bulduğum anda yapacağım. Teşekkür ediyorum hem paylaşım hemde mim için :)
dün gece geldi aklıma öyle :) bi ara çok dinlediğim şarkılar, çok özel değil belki, özelliği yaş dönemlerime denk gelen şarkılar olması sanırım.
Silyaz mutlaka, okuyacağım.:)
Heyy siz de yapmışsınız mimi çok teşekkür ediyoruum zaman ayırdığınız için :D İki şarkı da benimle olacak bundan sonra. Emeğinize sağlık :))
YanıtlaSiltabisi.:) çünkü mim konusu da güzeldi:)
Siltümüyle çok sevdim bu yazını. müziksel gelişmen :), onaltı yaş ve akşam güneşi. ne güzel roman sahiden de. ne güzel ifade ediyon sen yaaa :)
YanıtlaSilçok teşekkürler.:)
Silmüziksel gelişmem durdu şimdi. bakalım ne zaman ivme pozitife dönecek. :)
tam da o yaşımda okumuştum romanı. nasıl bir atmosfer yarattığını anlatamadım bile, o dönem çok başkaydı okuduklarımdan yarattığım dünya galiba.:)
ay aynı anda yorum yapıyomuşuuz oleey yaşasın ümanizim kikki :)
YanıtlaSilBen bu mim konusunu çok sevdim. Hem güzel şarkılar dinliyoruz, hem de bir çok kez dinlediğimiz şarkıların başka insanlarda yaşattıkları, hissettirdiklerini okuyoruz. Senin mimin de çok güzel olmuş, hem anlatımın hem de seçimlerin çok güzel.
YanıtlaSilteşekkür ederim, ben de sevdim konuyu :)
Silkoydum bu yazını bilokumaa hihihi :)
YanıtlaSilkuşlar konsun yoluna hihi:)
SilMerhaba editör
YanıtlaSilyeni keşif ettim
sizi takip ve izlemeye aldım.
Uygun zamanda bana da beklerim
merhaba. blogunuzu inceleyeceğim, teşekkürler.:)
SilÇok güzel olmuş. 2 şarkı da birbirinden farklı diyarlara götürüyor insanı. Ellerine sağlık. Bu arada bloğunun yeni görünümü hayırlı olsun! :)
YanıtlaSil♥
teşekkürler:)
Silblogun temasını değiştirdim ama henüz alışmış değilim geri de dönebilirim. bilmiyorum. çok zor şartlar altındayım :P
Sevgili Deep sayesinde ziyaret ettim sizi🤗Çok sevdiğim 2 parça ve ikisi de başka başka yerlere götürdü beni, emeğinize sağlık😊
YanıtlaSilnotalar ne garip şeyler. götürüyorlar durduramıyoruz. kokular da öyle. kestane satıcıları közler ya hani kestane. kış kokusu. çocukluğuma giderim bi an. neyse nerden geldi aklıma.:)
Silteşekkürler.:)
blogda aldığım en güzel yorum buydu sanırım. başucu kitabı okur gibi. ne güzel bi şey oldu. pırıltı oldu havada. görebildiniz mi siz? :)
YanıtlaSilyazdığın film yorumu yazına gelip salep bırakıcam biraz sonra.
Merhaba mim için teşekkürler yakın zamanda yazı hazırlayacağım umarım :)
YanıtlaSil