içimizdeki grinch.
dün gece hiç uyku tutmadı. sabah yedide başımı yastıkların arasına sakladığımı hatırlıyorum ve depremin yatağımı titrettiğini, saniyelik. saat belki üç sularında.
bazen kendimi kaptırıyorum, fazla heyecan haline düşüyorum. henüz olmamış yarın hakkında planlar yapıp, saatlerin bir an önce geçmesi için kendimi uyumaya zorluyorum. yaşayamadığım ne varsa sırayla ama acele yaşamak için bu heyecan. korku da dahil bu heyecana, çünkü yaşayamama sebeplerim barınıyor kendi içimde. kendimden korkularım sessizce konuşuyor. tabii böyle zamanlarda genelde uykum gelmiyor. bütün gece, yatakta dönüp duruyorum.
dün gece de bu zamanlarımdan biriydi. en sonunda türk kahvemi yapıp kitabıma verdim uyku için harcadığım dakikalarımı. kahvenin rahatlatıcı bir yanı var bugünlerimde. sığınak gibi. korktuğum tüm şeylerden, şeylerimden... kahveye sığınıyor gibiyim. "bir kahve yapayım, geçer..."
çok alışveriş yapmaya meyillendim. mutsuz muyum iç dünyamda. bilmiyorum. ama bir şey almasam
da online mağazalardan beğendiklerimi sepete atıp unutmaya başlıyorum ve sepete attıklarım, geleceği daha umutla beklememi sağlıyor. indirime girmiş kitaplara bakıyorum, makyaj malzemeleri, giysiler... bazen bunları yapmaktan da sıkılıyorum.
sokakların ışıkları yanıyor hayalimde. yılbaşı öncesinin kırmızı, yeşil ve parlak ışıklı süslemeleri ile doluyor sokağım. hayır, bunun christ'le ilgili bir yanı yok. kutladığım, içimde yeşertmeye çalıştığım umut çiçeklerinin varlığı. biliyorum kapitalizm çok kötü, marx'a ihanet ediyorum ve tüm o süslemeler bu mekanik canavarın maskesi ama ben grinch'in içindeki iyiliği gören çocuk olmak istiyorum. kırılan ve kötüleşen grinch yanımı iyileştirebilmem için bir iksir arıyorum yolumda. su da zaten akıp yolunu buluyor.
*
belki de blogumun temasını değiştirmeliyim.
bazen kendimi kaptırıyorum, fazla heyecan haline düşüyorum. henüz olmamış yarın hakkında planlar yapıp, saatlerin bir an önce geçmesi için kendimi uyumaya zorluyorum. yaşayamadığım ne varsa sırayla ama acele yaşamak için bu heyecan. korku da dahil bu heyecana, çünkü yaşayamama sebeplerim barınıyor kendi içimde. kendimden korkularım sessizce konuşuyor. tabii böyle zamanlarda genelde uykum gelmiyor. bütün gece, yatakta dönüp duruyorum.
dün gece de bu zamanlarımdan biriydi. en sonunda türk kahvemi yapıp kitabıma verdim uyku için harcadığım dakikalarımı. kahvenin rahatlatıcı bir yanı var bugünlerimde. sığınak gibi. korktuğum tüm şeylerden, şeylerimden... kahveye sığınıyor gibiyim. "bir kahve yapayım, geçer..."
da online mağazalardan beğendiklerimi sepete atıp unutmaya başlıyorum ve sepete attıklarım, geleceği daha umutla beklememi sağlıyor. indirime girmiş kitaplara bakıyorum, makyaj malzemeleri, giysiler... bazen bunları yapmaktan da sıkılıyorum.
sokakların ışıkları yanıyor hayalimde. yılbaşı öncesinin kırmızı, yeşil ve parlak ışıklı süslemeleri ile doluyor sokağım. hayır, bunun christ'le ilgili bir yanı yok. kutladığım, içimde yeşertmeye çalıştığım umut çiçeklerinin varlığı. biliyorum kapitalizm çok kötü, marx'a ihanet ediyorum ve tüm o süslemeler bu mekanik canavarın maskesi ama ben grinch'in içindeki iyiliği gören çocuk olmak istiyorum. kırılan ve kötüleşen grinch yanımı iyileştirebilmem için bir iksir arıyorum yolumda. su da zaten akıp yolunu buluyor.
*
belki de blogumun temasını değiştirmeliyim.
Ne güzel ifade etmişsin kendini. Yazının bazı yerlerinde ne kadar çok ben dedim. Bir yerde hata yapıyoruz ama nerde bilemiyorum.
YanıtlaSilhata mı yapıyoruz, bizi mi hatalı kodladılar, baştan sona her şey mi hata yoksa hatalı dünyanın götürülen doğruları mı olduk bilemedim. yaşıyoruz işte...:)
Silay yaaa valla çok gülümsedim. sen iyisin zaten ve iyilik de görebiliyon akıllım :)
YanıtlaSilhep gülümse zaten, asık suratlı olmak iyi değil. benim karikatür okurken gülmediğimi söylüyorlar :ı oysa gülmek sadece karikatürlere bakarken olacak iş değil ki. :)
Silcadılı bi dünyada bile sevdiklerini kurtarmaya çalışan senin iyiliğin de görebildiklerimden.:)
Bu aralar ben de böyleyim ya. Hem kıyafet sitelerinde hem kitap sitelerinde sepetime bir sürü şey ekledim. Asla almayacağım şeyler. Ama eklemeye de devam ediyorum. Kahve konusumda da aynıyız. Bağımlı olmuşuz valla
YanıtlaSiltarçınlı mı kahve ?:)
SilCiddi anlamda bir arayış içinde olduğunuz anlaşılıyor. Belki de biraz tevekkül ve dizginleyemediğiniz duygular için Allah'a sığınmalısınız. Bu arada yazınızdan çok keyif aldım. Çok akıcıydı. Teşekkürler.
YanıtlaSilBlogunuzun temasına gelince: Tema çok güzel bence.:)
YanıtlaSildeğiştirdim ki.:) teşekkürler:)
Silİyiydi keşke değiştirmeseydiniz.:)
SilHem bir de nasıl değiştiriyorsunuz hemencik. Ben bir değiştirdim, bir daha değiştirmeye korkuyorum ayarları bozulacak diye..
Sildeğişim iyi geliyor arada. birkaç ayar bozuldu ama kotarılmayacak iş değil. sevdim ben yeni halini.:)
SilMarx affetsin ama dünya baya değişti 160 yılda
YanıtlaSilleman, marxlı bi kapak yapmıştı. o geldi aklıma sen böyle yazınca. marx, alaylı bi tebessümle, uygun bir hareket gösteriyordu bize.
Silleman da eski tadı vermiyor zaten. dünya mı değişmeyecekmiş.
Eskiler biliyo da konuşuyor değişmeyen tek şey değişimin kendisiymiş
Sildeğişmeyen değişim. yıkanılmayan nehir. bütün genellemeler yanlışsa bu da bi genelleme. dr.ötker çilekli pasta babası. paradoksal parçalarıma ayrıldım gece gece. eskiler biliyo tabi.
SilBende çok plan yaparım.Bazen çok gereksiz yere ayrıntıya takılıyorum. O uykusuzluk bende de var :)
YanıtlaSilfazla planlı olmak bana iyi gelmiyor bazen. ama plan yapmadan da duramıyorum. :)
Siluykusuzluğa razıyım ama ertesi gün koşturmacası olmasaydı.:)
heeey bak sen var ya gerçekten de çok iyi yazıyorsun. çok güzel ifade ediyorsun ya kendini. biraz gözlemci biraz şiirsel biraz da edebi bir bakışın var valla. senin okumak mutluluk veriyoooo :)
YanıtlaSilheey teşekkür ederim. senin böyle düşünmene ayrıca çok sevindim.:)
Silortaya karışık pizza olmak isterdim ama lahmacun oldum. ama pizza vs. lahmacun deseler benim gönlüm bıkmadan lahmacun der. severim çok.
hahaaaaahaaaa pizza değilsin kii herkesi mutlu edesin ha haaaaa :)
Silpizza mevzusunda tam olarak bu vecizeyi kastettiğimi anlayacağını biliyordum.:)) güldüğüm şeyleri açıklamadan aktarınca da anlaşılmak ne güzel şey:)
SilFarkında olmadan zihnimizi o kadar dolduruyoruz ki bir süre sonra işler sarpa sarıyor ve bir çıkmazda buluyoruz kendimizi. Biraz da yapı meselesi bu her insan aynı değil. Beynimizden bir gedik açabilirsek ne mutlu, herşey gönlünüzce olsun:)
YanıtlaSilbirazdan daha fazla yapı meselesi sanırım. yapılanmışız bi kere, değişim zor oluyor. :)
Silteşekkür ederim.:) sizin de yeni üyeniz ailenize iyilik getirsin:)
Teşekkür ederim:)
Silherkesin yaşadığı kadar varız aslında. yaşayamadığı kadar da yokuz. terazi hep dengede. kimisi elma koyuyor kimisi taş kimisi de kalp. yaşayamadığımız ne varsa yaşadıklarımıza eklense belki denge bozulacak. iyisi mi anın farkına varıp salep kupalarımızla nazdravya edelim. huzurlu ve küçük mutlulukları fark edip mutsuzlukları da kucakladığımız günler için.:)
YanıtlaSilboooooo :)
YanıtlaSilla isla bonitaaa! marvel vs. dc, yaşasın evrenlerin kardeşliği. serbest çağrışım tabiisi:)
Silbi de çikolata olan bonte var, pek severim. :)
iyi geceleer :)
YanıtlaSilBlogunuz oldukça güzel ve emek verilmiş.Kaleminize sağlık.Yeni
YanıtlaSilaçtığım bloguma zaman ayırıp takip ederseniz oldukça mutlu olurum.Sağlıcakla Kalın.
https://hepfragmanizle.blogspot.com/