mor begonvil sarmaşığı.
hatırlıyor musun o zamanları.
arabanın camlarını sonuna kadar açıp nasıl da dinlemişti gecenin sesini. hızlandığında korkup bedenini geri çekmişti, rüzgarın saçlarını okşamıştı elleriyle. en azından o öyle hayal etmişti, rüzgarla gizli dostluğunu kimseye söylememişti.
sabaha karşı ışıkları düşerken uykulu gözlerine, çocukluğundan gelen hanımeli kokuları dolmuştu kucağına. bir fırın bulup aldıkları sıcak ekmeği, denizin üzerinde uçuşan kuşlara el sallayarak paylaşmışlardı.
mor begonvillerin içinde, beyaz yatağında heyecandan uyuyamamıştı. yaşamak isteği aceleci, oyunu kaçırmak istemeyen çocuk. zaman kaçmasın ellerinden.
güneşe dönmüştü yüzünü. çiçeklerin tatlı ferah kokusu, dizlerinin üzerinde uçuşan elbisesi. kırmızı ojeleri altın kumların içinde açan çiçek.
denize doğruydu heyecanlı koşuşturması. bedeni alıştığında tuzlu suyun parıltısına, yer çekiminin sorumluluğundan sıyrıldığında... özgürdü.
güneşin karşısında çıplaktı. saklayacak ne vardı. ufuk çizgisinden geçen yelkenlileri hayal ederek uyuyakaldı. sakız rakısı döküldüğünde diline, akşam güneşinin koynunda uyandı. henüz incilerini dökmemiş, dolunayı bekleyen yakamozların kızıllığı son altınlarını bırakmıştı sakinleşen suların en gizli yerlerine.
saçları dalgalı, dudakları ıslak. öyle sakin ve heyecanlı yürümüştü sahili. öyle geçmişti o iskeleden. kalbi gökyüzünde.
gümüşten zeytin dalları saçlarında taç. dans ederken yunan ezgileriyle, alkış seslerinde hayatın sevda ateşi çoktan yakılmıştı. gülüşmeler, bardak sesleri, dostlar, aşklar... avucunda bir unutmabeni çiçeği.
"sen uyu, rüyanı ben göreceğim."
arabanın camlarını sonuna kadar açıp nasıl da dinlemişti gecenin sesini. hızlandığında korkup bedenini geri çekmişti, rüzgarın saçlarını okşamıştı elleriyle. en azından o öyle hayal etmişti, rüzgarla gizli dostluğunu kimseye söylememişti.
sabaha karşı ışıkları düşerken uykulu gözlerine, çocukluğundan gelen hanımeli kokuları dolmuştu kucağına. bir fırın bulup aldıkları sıcak ekmeği, denizin üzerinde uçuşan kuşlara el sallayarak paylaşmışlardı.
mor begonvillerin içinde, beyaz yatağında heyecandan uyuyamamıştı. yaşamak isteği aceleci, oyunu kaçırmak istemeyen çocuk. zaman kaçmasın ellerinden.
güneşe dönmüştü yüzünü. çiçeklerin tatlı ferah kokusu, dizlerinin üzerinde uçuşan elbisesi. kırmızı ojeleri altın kumların içinde açan çiçek.

güneşin karşısında çıplaktı. saklayacak ne vardı. ufuk çizgisinden geçen yelkenlileri hayal ederek uyuyakaldı. sakız rakısı döküldüğünde diline, akşam güneşinin koynunda uyandı. henüz incilerini dökmemiş, dolunayı bekleyen yakamozların kızıllığı son altınlarını bırakmıştı sakinleşen suların en gizli yerlerine.
saçları dalgalı, dudakları ıslak. öyle sakin ve heyecanlı yürümüştü sahili. öyle geçmişti o iskeleden. kalbi gökyüzünde.
gümüşten zeytin dalları saçlarında taç. dans ederken yunan ezgileriyle, alkış seslerinde hayatın sevda ateşi çoktan yakılmıştı. gülüşmeler, bardak sesleri, dostlar, aşklar... avucunda bir unutmabeni çiçeği.
"sen uyu, rüyanı ben göreceğim."
Offf.. o satırlarda yürürken kumlar doluştu ayağıma.. begonvile uzanırken dikeni battı elime gülümsedim çiçeklere.. saçlar uçuşurken güneşin, denizin, çiçeklerin kokuları karıştı heryere.
YanıtlaSilNe güzel ne güzel.. <3
Bloğuna girdiğimde içimi neşe kaplıyor, zemindeki şu dallar içimi kıpır kıpır ediyor.. :)
sizi de alıp diğer okuyucularla birlikte, gitsek ya o günlere:) şöyle bi kasaba dolusu komşum olsa sizlerden. ama zaten komşu gibiyiz bence:)
Silzemindeki dallar van gogh'un çiçek açan badem ağacı'ndan bi cover. ben de çok severim. orjinali daha güzel tabe:)
Yine yeniden güzel günler için...
YanıtlaSilOkumak bile enerji veriyor su günlerde...
Moral oldu Teşekkürler
evet, gelecek günler için hatırlıyorum geçen günleri. bugünlerde daha sık hatırlar oldum:)
Silçok sevindim:)
Bu nasıl güzel bir anlatım...
YanıtlaSilteşekkür ederim:) ayrıca ne güzel bi isim: sonbahar kedisi...
Silsenin yazıların da çok keyifli. takibe aldım:)
Kulağımda denizin dalgaları elimde limonatam efil efil elbisemi hissetim yaptığım yatağımdaa:))
YanıtlaSilhadi o zaman güzel kızlarım, denize doğru koşalım :)
Silhttps://open.spotify.com/playlist/6QVJAVNtW2lOkgaHTcueEv
Fotoğraf çok güzel! Bu fotoğrafın çekildiği yerde olmayı isterdim. Çok huzur verici görünüyor! :)
YanıtlaSilEllerine sağlık. Ne denir ki yine harika bir yazı yazmışsın. :)
Kucak dolusu kocaman kalpler, öpücükler ve sevgiler!
♥
güzel eylül:)
Silumarım bi gün orada olup çook güzel anılar biriktirirsin ve tabii bloguna da yazarsın bu gezini:D
fotiyi görünce ve hemen ilk cümlelerden sonra burası ege dedim, alaçatı, çeşme ilk aklıma gelen, hım sakız rakısı, o zaman grek adaları hihi :) mastika, uzooo rembetikooo :)
YanıtlaSilela elaaa! hayde sirtakiye:D
SilÇok etkileyici bir yazı olmuş, eline sağlık *-* Fotoğraf da çok güzeel :)
YanıtlaSilFotoğrafa bayıldım :) begonvilleri seyre dalsak, ılık rüzgarı hissetsek yine.. :)
YanıtlaSil