bugünün akşam güneşi ne güzeldi. dün gecenin göğünden üç meteor düştü avuçlarıma. yüzüme sürdüğümden belki yaşamın parıltılı gözyaşları yıkadı ruhumu bugün. mutluyum. geçmişin düğüm izlerini okşadım ve içim eridi. belki şimdi değil ama bir sonbahar akşamı düşer yanaklarına seni düşündüğüm anlarım. belki. kim bilir sevgili okuyucu. herkesin inandığı bir gerçek ihtimali yok mu? eve dönerken ülkü'den aldığım eklerin yarısını sütlü kahve eşliğinde tadıyorum sana bunları anlatırken. bu aralar komaya girecek kadar şeker tüketiyorum. takıntılı olduğum ve her gün aynı saatte tüketmem gereken çöp besinler türedi yaşamımın bu evresinde. pilatesi bıraktım. karın kaslarım, omuzlarımdaki ve kasığımdaki pump damarlar ve müthiş ince belim, kıbrıs dönüşü iki ay içinde saklandı şeker tüketim yorganının altına. yapabileceğimi gördüm. manyak oldum biraz ama dengeyi bulacağımı biliyorum. herkesin inandığı bir gerçek ihtimali yok mu? ağustos'u ortalarken sonbaharın gelişine biraz seviniyorum. yıll...
şu yaz gecesini daha anlamlı kılan ve belki evrende kapladığım alanı sevgiyle benimsememi sağlayan serin rüzgara, taze nane yapraklarının varlığına, kahve çekirdeklerine, pati'nin ay çöreği bakışlarına ve daha nicelerine... minnettarım. ve sana, yaktığım mektupların dumanlarıyla. aslında konu sen değilsin, bunu biliyoruz. yine de düşünmeden edemedim, her şey farklı olsaydı. her şey farklı olsaydı, şu yaz gecesinde melankolinin durgun sularında yüzmekten zevk almazdım. duru ve sakin bir denizde, aniden ama korkutmadan bastıran yağmur eşliğinde suyun kaldırma kuvvetine emanet etmek gibi bedeni. kulağında sessizliğin uğultusu. bugün belki de seninle oturduğumuz aynı masada türk kahvesi içtim. anımsayamıyorum. gözlerinle yan masadaki aileyi göstermiştin. açıkça sormadım ne demek istediğini. açıkça sorduğum bazı soruların cevabında boğulmuştum ondan önceki zamanlarımızda. şu yaz gecesinin konusu da sen değilsin, objesi de sujesi de ve her şeyi de. tek başıma, yıldızların ar...
merhaba sevgili okuyucu. burayı tekrar açıp açmamak arasında kaldım. bir yanım özlüyor. bir yanım ve mizacım kapalı bir kutu olmanın sıkışmışlığında buluyor rahatlığı. bakalım zaman ne gösterecek ve ben yazarak yüzleşmeye hazır mıyım kendimle. çoğu zaman ve asıl önemli olan bu. hayatım iki ay önce tam bu gün, radikal bir değişikliğe uğradı. tercihen atılmış bir imzaydı. bilinçli mi bilmiyorum. zaman gösterecek. нет риска, нет истории. depresyona girdim ve kimse bilmiyor. eskisi gibi olmayacak, bunu net biliyorum. çok soruyorum kendime, izliyorum içimi. kendimi suçlamamaya çalışarak. çünkü biliyorum, suçlanmak beni daha da dibe çekiyor. manyak oldu kafam, bedenim. yoruldum. kendimin kendime kötülüğünden korusun kozmos beni. korktuğum çoğu şeyi eninde sonunda getiriyorum ayağıma ve giyiyorum o çuvalı. neyse, düzelecek. anlamlı bir hayat... içinde bulunduğum kurum bana göre mi bilmiyorum. sıkıcı yanı çok. yalnızlığı fazla seven biriyim ve çoğu zaman zorlanıyorum başka insanların raha...
Yorumlar
Yorum Gönder