gün sonu.

sen dedim, sen nerelisin. sen kimsin ya. neticede 38.9637°n 35.2433°e içine peydahlanmış bir döngüde, milyarlar adım atıyor. 

koşturmaca halinde diğer insanlara benzemeye çalışıyor. yani bu noktada, biricikliğini yüceltmek değil amacı. keşke bir gıdım benzese. şu kadarcık. bir kelebeğin kanadı kadar benzeseydi ve ömrü de bir kelebeğinki kadar sonsuz olsaydı. zor işte. bir cümle kurduktan sonra aklından ve kalbinden kaynar suların yol alması. mesela grande adam çok konuşuyor, ne diyeceğimi bilemiyorum. bu bilinmezlik de beni rahatsız ediyor. çok konuşunca yoruluyorum. gözler de kaçıyor. hayli duyarlı kişilik diye bi şey var. beyaz çikolatalı brownie yanmış biraz diyorum. 

iyi bir dinleyici olduğumu sanıyorum. muhabbet içinde, silinen fotoğraflardan yakınıldı bugün. hem de bissürü like almış fotoğraflar. ilişkiler bitince silinen fotilere anlam veremiyorum. yani ilişki bitiyor ama fotoğrafların silinip silinmemesi çok önemli değil bence. kalsın napayım ya da silinip uzay boşluğunda sallansın. bunlara önem verecek kadar zamanım yok, yorgun hissediyorum. aslında haklılık payı var ama ne bileyim, fotinin özelinde bireyin anlamından değil de alınan beğeniden yakınılınca  masanın ortasına kusasım geldi. arka oda halen güzel anılar barındırıyor zihinde ama o anılar bireyle mi alakalı. değil. bunu kabul ettiğinde kimse, hiçbir anı acı vermiyor. bayağı bir genelleme oldu, farkındayım.  yaşlandım ben herhalde. kkıran diyor ki “ruhu yaşlı bir z kuşağı”. niye bir tanıma ait olmak zorundayım, zorunda mıyım onu da bilmiyorum. kafam hep steril olsun istiyorum, alkol oranı yüksek dezenfektan gibi gezince, ben olarak yaşamak daha eğlenceli. yer yarılsa da içine girsem ama sevdiğim şeyleri de stoklasam. mümkün mü bu. kaldı ki electra’nın iki hecelik salınımıyım ve bu belki de alın yazım. mukadderat şekerim. en nihayetinde, bu.

cadılar bayramında bal kabağı olmak. merhaba benim tatlı bal kabağım. iyiliğe, güzelliğe odaklanalım. perdenin arkasındaki gün ışığını görünce bedenimden yükselip evrene yayılabiliyorum. 

kolektif bilince diyorum ki “we are venom.” 



Yorumlar

  1. Fotoları silme mevzusu kişiye göre değişir bence. Belki silmezsem gördükçe canım acıyacak, belki de silersem anılar gitti diye üzüleceğim. Ama şu beğeni olayı can sıkıcı gerçekten. Paylaşımlar anı olsun paylaşılmalı, aksi olunca o karelerdeki gülücükler falan sahte oluyor bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. arkadaş fotoğrafları silmiş, fotoğraftakini sevdiği için silmiş. bu tepkiselliği anlayabilirim ama beğenilere odaklanması benim de canımı sıktı. nerden baksan tutarsızlık. sosyal medya bazen çok “şey.”

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

bunları boşver, olan yine olur.

konusu sen olmayan günlük.

2405.