haftalık.
daha sık yazmalıyım belki.
fazla konuşmayı, insanlara kendime dair ve günümün nasıl geçtiğine dair şeyler anlatmayı sevmiyorum. sevmemek de denmez buna aslında. içimden gelmiyor. iyi bir dinleyiciyimdir daha çok.
ama... bu konuşmamak meselesi... insanlar gördüm, gözlemledim. konuşanlar, daha iyi yaşıyor gibiler. bu yüzden bazen zorluyorum kendimi. anlatmak için. belki de bana bunları sevdirecek biri çıkar. ama bu beklentiye de girmeyi aptalca buluyorum. ben böyleyim.
yazmak başka sanki.
bazen eve girmek istemiyorum. sürekli arkadaşlarımla dışarıda eğlenmek, konuşmak, gezmek istiyorum... bazen evden çıkmak istemiyorum. sessiz kalıp zamanın geçişini izlemek.... çelişik bir durum değil mi? sık sık yaşıyorum bu durumu. astrolojiye inanmamak istesem de, evrenin kendi içinde bir dengesi olduğuna inanıyorum ve yıldızların da bizi etkilediğini düşünmeden edemiyorum. "güneş ile ay burcunun birbirine zıt özellikler taşıması, hayatın boyunca çelişkiler yaşayacağını anlatıyor." demişti birkaç sene önce bir astrolog. bu durumlarda aklıma hep bu cümleler geliyor. geleceğe dair planlarım arasında astroloji eğitimi almak var. zevkli bir uğraşı bence. hayata gizemler katmak, mucizelere inanmak gibi bir şey. hayatı yaşanabilir kılan şeylerden...
içsel sürecimi göz önüne alırsak yorucu bir haftaydı. ama çok daha yorucularını da yaşadım. bu yüzden şükür diyorum şimdi:)
stajım beni oldukça geriyordu ama atlattım. güzel de atlattım. okul bitene kadar devam edecek bu süreç. bu hafta, ilk uygulama olduğu için önemliydi benim için. neler olacağını kestirememek her zaman germiştir beni. bir yanım geleceğe dair umutla yürüyor. korkularım yok değil. bu korkularımı stajdaki öğretmenle de paylaştım. beni rahatlattı bu konuşma.
büyük bir şans değil mi, minik kalplere dokunabilme ihtimalimin olması. geleceğe dokunabilmek... bir dilek tutup gerçekleşmesini umutla beklemek gibi. emek gösterdiğin bir çiçeğin açmasını güneşe ve yağmura emanet etmek gibi bir şey. çok mu idealist bir yaklaşım ? hayır. :) elinden gelmeyen şeyler de vardır, biliyorum. sadece anı yaşamak, tadını almak istiyorum.
fazla da düşünmek istemiyorum. becerebilirsem eğer. :)
fazla konuşmayı, insanlara kendime dair ve günümün nasıl geçtiğine dair şeyler anlatmayı sevmiyorum. sevmemek de denmez buna aslında. içimden gelmiyor. iyi bir dinleyiciyimdir daha çok.
ama... bu konuşmamak meselesi... insanlar gördüm, gözlemledim. konuşanlar, daha iyi yaşıyor gibiler. bu yüzden bazen zorluyorum kendimi. anlatmak için. belki de bana bunları sevdirecek biri çıkar. ama bu beklentiye de girmeyi aptalca buluyorum. ben böyleyim.
yazmak başka sanki.
bazen eve girmek istemiyorum. sürekli arkadaşlarımla dışarıda eğlenmek, konuşmak, gezmek istiyorum... bazen evden çıkmak istemiyorum. sessiz kalıp zamanın geçişini izlemek.... çelişik bir durum değil mi? sık sık yaşıyorum bu durumu. astrolojiye inanmamak istesem de, evrenin kendi içinde bir dengesi olduğuna inanıyorum ve yıldızların da bizi etkilediğini düşünmeden edemiyorum. "güneş ile ay burcunun birbirine zıt özellikler taşıması, hayatın boyunca çelişkiler yaşayacağını anlatıyor." demişti birkaç sene önce bir astrolog. bu durumlarda aklıma hep bu cümleler geliyor. geleceğe dair planlarım arasında astroloji eğitimi almak var. zevkli bir uğraşı bence. hayata gizemler katmak, mucizelere inanmak gibi bir şey. hayatı yaşanabilir kılan şeylerden...
içsel sürecimi göz önüne alırsak yorucu bir haftaydı. ama çok daha yorucularını da yaşadım. bu yüzden şükür diyorum şimdi:)
stajım beni oldukça geriyordu ama atlattım. güzel de atlattım. okul bitene kadar devam edecek bu süreç. bu hafta, ilk uygulama olduğu için önemliydi benim için. neler olacağını kestirememek her zaman germiştir beni. bir yanım geleceğe dair umutla yürüyor. korkularım yok değil. bu korkularımı stajdaki öğretmenle de paylaştım. beni rahatlattı bu konuşma.
büyük bir şans değil mi, minik kalplere dokunabilme ihtimalimin olması. geleceğe dokunabilmek... bir dilek tutup gerçekleşmesini umutla beklemek gibi. emek gösterdiğin bir çiçeğin açmasını güneşe ve yağmura emanet etmek gibi bir şey. çok mu idealist bir yaklaşım ? hayır. :) elinden gelmeyen şeyler de vardır, biliyorum. sadece anı yaşamak, tadını almak istiyorum.
fazla da düşünmek istemiyorum. becerebilirsem eğer. :)
Bende seninle aynı durumdayım sanırım. Dışarı çıkıp gezip tozmak istiyorum ama ev beni kendine çekiyor. Konuşmayı ben de pek sevmem. Senin gibi iyi bir dinleyiciyim. Ama insanlar sürekli beni konuşmaya zorluyor. Umarım bundan kurtuluruz
YanıtlaSilkendini tanıdığında, sınırlarını bildiğinde ve olduğu gibi kabul edip içindeki potansiyele odaklandığında her şeyin daha kolay olduğunu gördüm ben. :)
Silkonuşmaya zorlayan insanları boşver. içinden nasıl geliyorsa, ona ne iyi gelecekse onu yapmalı insan :)
staj sevindim bak ne umutlu güzel şeyler sölüyon yaa. ay hepimiz senin gibiyiz ki. evden çıkmak istemeyiz sona da çıkınca girmeyiz herşey dönem dönem. ben de aşırı evcimenim. sadece evde yalnızken mutluyum. ürkeklik utangaçlıktan belki. evet çok konuşanlar genelde daha toplumun içinde sosyal ve başarılı olma olasılıkları yüksek :) ay ben de sessiz ve dinleyiciyim. :) ay ama bak düşünürler sanatçılar çoğunlukla konuşkan sosyallerden çıkmıyooo :) senin gibilerden çıkıyoooo :)
YanıtlaSilbi kitap okumuştum bikaç ay önce. kişilik tiplerini anlatıyordu. insanlarla konuşmaktan yorulan, iç dünyalarında daha huzurlu olan kişilik tiplerinden de bahsediyordu. ben böyleyim. bazen çok konuşuyorum ve yoruluyorum, eve gelip yalnız kalmak iyileştiriyor beni. :)
Silevet, toplum çok konuşan insanları yükseltme eğiliminde. dunning-kruger sendromu diyolar galiba buna. bu yüzden başarı sağlamış politikacılar da çok konuşanlardan çıkıyor. :)
lisedeyken güzel sanatlarda okumak istemiştim de kaldı öyle. arada resim yapıyorum falan. ama sessizce köşemde düşünmek gibisi yok. :D
zaten çok benzetiyom seni kendisime :) evde yalnız olunca sakinleşip insan dengede oluyoooo :) çatışmıyo :)
Silbi şekilde dünyayla aramdaki dengeyi ayarlamam gerek yoksa ruh yasalarıma karşı bi şeyler oluyor. elma yer çekimine uyup düşmüyor. bu da böyle saçma bi şey işte :)
Silben de aynı şeyi düşünmüştüm benzerlik konusunda :)
Nedense sizi yeni fark ettim. Arada bana da uğra olur mu?
YanıtlaSiltabii ki :) paylaşımlarını takip ediyordum zaten :)
SilAllah seni emi! ne zaman takip ettin?
SilStajın gönlünce geçecek inşallah :)
YanıtlaSil