dünyanın bütün meşhurları.
pembe, mavi, turkuaz ve fuşya pembe boncuklu kolye bir günün ardından gece gece karşınızdayım.
üzerimden bir grip geçti ve alınan bazı kilolar ve tabii ki aklıma ara ara gelen kazaya dair bağzı hatıralar. unutulmuyor arkadaşlar, araya başka kişiler ve şehirler de girse, o çiviyi sökecek çivi henüz bulunamadı. çünkü gurur ve bazı önemli sebepler. ama ceplerimi gereksiz taşlarla değil, özenle işlediğim güzel taşlarla dolduruyorum. içsel süreçler, sorgulamalar falan... cevaplar bulunuyor, acıtıyor ama bir şekilde geçecektir sanıyorum. henüz bulduğum cevaplarla ne yapacağımı bilmiyorum. göreceğiz. görecek miyiz.
corona da geçti tabii dünyanın üzerinden ve ben nasıl olduğunu anlamadım. bu süreçte bile aklıma gelen malum konu canımı acıttı ama bu konuyu kapatmam gerektiğini biliyorum, ne var ki bunu kendime nasıl anlatacağım bilmiyorum. çok teessüflerimi bırakıyorum evrene, iletsin lütfen gerekli mercilere. sana da çok yükleniyorum evrencim ama ben taşıyamıyorum bu yükü tek başıma. kimse de sormadı bana, bu evrene peydahlanmak ister misin diye. o yüzden şimdiden merci beaucoup.
okullar coronaya karşı önlem sebebiyle tatil edildi, üç hafta okul yok. çocikleri de göremeyeceğim. neler olacak bilmiyorum. mezuniyet gecikir mi bilmiyorum. yazın ortasında okula mı giderim yoksa hızlandırılmış bir program mı izlenir bilmiyorum. arkadaşlarımı daha çok görebileceksem neden olmasın, uzasın okul. bu yaz, yurt dışında öğretmenlik yapma planlarım vardı. aracılık yapan kişi mesaj atıp duruyor video gönderdiniz mi diye. dedim bi dur. koyun can, kasap et. koyun benim evet. erteledik şimdilik. tabii ki her şey bir yana, önce sağlık. sanki bir film izliyorum, bilim kurgu gibi oldu hayat son günlerde. hawking'in de ölüm yıldönümüymüş. rip hawking.
bahçemi kendim yaratıyorum. çiçeklerimi kendim suluyorum ve özenle büyütüyorum onları. akşamları da huzurla gün batımını izliyorum, kitabım yazılırken.
kırmızı sscb kalpağımla selamlıyorum sizi arada. bu zamanlarımda güçlüyüm ve komiğim.
kalbi kırık zamanlarımı görmeyin.
bakın, ben bu oyunu bozarım. niyetim yok geçmişin tekerrür etmesine izin vermeye.
kendinize dikkat ediyorsunuz biliyorum ama yine de söylemek isterim bu klişeyi. çünkü aklımdasınız ve bilin isterim sizi önemsediğimi.
üzerimden bir grip geçti ve alınan bazı kilolar ve tabii ki aklıma ara ara gelen kazaya dair bağzı hatıralar. unutulmuyor arkadaşlar, araya başka kişiler ve şehirler de girse, o çiviyi sökecek çivi henüz bulunamadı. çünkü gurur ve bazı önemli sebepler. ama ceplerimi gereksiz taşlarla değil, özenle işlediğim güzel taşlarla dolduruyorum. içsel süreçler, sorgulamalar falan... cevaplar bulunuyor, acıtıyor ama bir şekilde geçecektir sanıyorum. henüz bulduğum cevaplarla ne yapacağımı bilmiyorum. göreceğiz. görecek miyiz.
corona da geçti tabii dünyanın üzerinden ve ben nasıl olduğunu anlamadım. bu süreçte bile aklıma gelen malum konu canımı acıttı ama bu konuyu kapatmam gerektiğini biliyorum, ne var ki bunu kendime nasıl anlatacağım bilmiyorum. çok teessüflerimi bırakıyorum evrene, iletsin lütfen gerekli mercilere. sana da çok yükleniyorum evrencim ama ben taşıyamıyorum bu yükü tek başıma. kimse de sormadı bana, bu evrene peydahlanmak ister misin diye. o yüzden şimdiden merci beaucoup.
okullar coronaya karşı önlem sebebiyle tatil edildi, üç hafta okul yok. çocikleri de göremeyeceğim. neler olacak bilmiyorum. mezuniyet gecikir mi bilmiyorum. yazın ortasında okula mı giderim yoksa hızlandırılmış bir program mı izlenir bilmiyorum. arkadaşlarımı daha çok görebileceksem neden olmasın, uzasın okul. bu yaz, yurt dışında öğretmenlik yapma planlarım vardı. aracılık yapan kişi mesaj atıp duruyor video gönderdiniz mi diye. dedim bi dur. koyun can, kasap et. koyun benim evet. erteledik şimdilik. tabii ki her şey bir yana, önce sağlık. sanki bir film izliyorum, bilim kurgu gibi oldu hayat son günlerde. hawking'in de ölüm yıldönümüymüş. rip hawking.
bahçemi kendim yaratıyorum. çiçeklerimi kendim suluyorum ve özenle büyütüyorum onları. akşamları da huzurla gün batımını izliyorum, kitabım yazılırken.
kırmızı sscb kalpağımla selamlıyorum sizi arada. bu zamanlarımda güçlüyüm ve komiğim.
kalbi kırık zamanlarımı görmeyin.
bakın, ben bu oyunu bozarım. niyetim yok geçmişin tekerrür etmesine izin vermeye.
kendinize dikkat ediyorsunuz biliyorum ama yine de söylemek isterim bu klişeyi. çünkü aklımdasınız ve bilin isterim sizi önemsediğimi.
elektroskop misali dağılıyor yükleri hayatın, azalmadan katlanıyor utanmadan o hiç hoşuma gitmiyor~
YanıtlaSilhem de hiç...
Silyükler dengede kalsa keşke.
SilÇiçekleri sulamak ve bahçeni kendin yaratmak... Çok ama çok hoş! :)
YanıtlaSilGün batımını izlemek de ayrı bir güzel. :)
Ellerine sağlık!
♥
eylül:)
Silteşekkür ederim:)
değil mi:)
YanıtlaSilsürekli bir şeylerle oyalanmak en iyisi.
kendi kendimize yaşıyoruz iştee:)
kitap yazman ne güzeeel, yurtdışında öğretmenlik dee hadi hayırlısıı :)
YanıtlaSildünyanın bütün sabahları filmi var yaa ne güzel filiiim :)
YanıtlaSil