gönderilmemiş mektuplar ve çıkılmamış yolculuklar.

geçtiğimiz yıl, yazın başlarında, gece yarısı bir film izlemiştim pek sevgilim amenabar'dan. çarpıcıydı. gecenin ve mevsimin dönümü de eklenmişti belki atmosfere ve tabii içinde bulunduğum dönemin etkisiyle his çeperlerim, algılarını pek dokunaklı ve herkesin anlamak istemeyeceği şıkları seçmekten yana açmıştı. siyah ekrandan beyaz küçük yazılar akarken, gözlerim kızarmış halde, sarı ressamın filminde geçen sözdeki gibi birinin benim gördüklerimi görmesini istiyordum. saat sabahın dördüne gelirken, aklımdan birçok şey geçti. ah bir de soundtracki vardı filmin. saate aldırmadan çiçek çocuğa göndermiştim dinlesin diye. hiçbir zaman iletilmedi ne yazık ki, bu evrende. bilmiyordum henüz, kırmızı bisikletiyle bu dünyaya veda ettiğini. sonrasında bu şarkıyı çok dinledim. yıldızları izlerken, denizleri hayal ederken, aşkın içinde yanarken, tercih ettiğim yolculuklarda akıp giden yolları izlerken...geceleri dengemi alt üst eden çok sevdiğim rüzgarların uğultularında bile bazen bu şarkıyı duydum ve bir de senin sesini duydum.
şimdi yine dinliyorum. pembe kulaklığım, kulaklarımı acıtana kadar dinleyeceğim. komik değil mi.
dünyadayız çiçeğim, oluyor böyle şeyler. ölüm var, acılar var, zorluklar ve yaşamak var; yıldızlardan evler yapmak var, güneşlenmek var, neşeler ve mutluluklar var. güzel şeyler var yani...
şimdi ben desem ki "iyi misin, seni merak ediyorum. kızgınlığım ve kırgınlığım gururumdan ve sevmekten. tercih ettiğim yolda, sen olmayacaksın ve benim derinliğimde, ölü bir ben kalacak seninle yaşanmış günlerimden. yine de ben senin için iyi dualar ediyorum. herkes seni öldürmemi söylüyor bana, sen bile hatıralarımda "öldür beni." diyorsun bana. ölüyorsun yavaş yavaş, üstelik benimle aynı yeryüzünde yaşarken ve ben senin için sana söylememem gereken şeyler söylüyorum. kendim ölürken bile senin üşümemen için dualar ediyorum. bu seninle ilgili değil, benim seni ne kadar derinleştirdiğimle ilgili." bu cümleleri anlamayacak insanlar var ve bilmemesi gerekenler. gülüp geçecekler ve anlamamayı tercih edecekler. olsun, buraya da yazamayacaksam, nereye yazayım. çoktan bırakmıştım oysa kendimi anlatmayı ama bu günler, dezenfekte edilmiş günler. yani biraz çizginin dışına çıkılabilir çünkü dezenfektanlar biraz alkol içerir.
ilk aşkın içine düştüğünde bir bilge belirdi o rıhtımda. denizin hafif dalgaları geceye mırıldanırken, "eğer değecekse sahip çık aşkına ve peşinden git." dedi. uzun zaman yürüdü peşinde, kendini bulduğunda yalnızdı, yorgundu ve elleri kan içindeydi. neyse ki kendi değerlerine iyi sahip çıkmıştı. sonra anladı ki peşinden gidilecek bir şey yokmuş yolda, kendinden başka.

bu dünyada fazla derinlik, vurgunlara sebep. o yüzden iyi hesaplamalı yaşamayı. ağır roman, sadece film adı. 
bi gün, gidebilirsem buralardan, yani gerçek anlamda çıkabilirsem o yolculuğa gerektiği kadar derin gerektiği kadar sığ ve gerektiği kadar toy... çantamda sadece gerektiği kadar denklem olacak. eşitliği kendime olacak.
van g. sıkıntıdan öleceğine tutkudan ölmeyi tercih etti. ben de bir gün cesaret edebilirsem yıldızların ve gökyüzünün sonsuzluğunu fark edip sonsuz bir büyüye bürüneceğim.
"ne yazık ki biri tecrübe kazandıkça, gençliğini kaybediyor."

umarım iyisindir.

Yorumlar

  1. Eğer kitap çıkarırsan bil ki elimden asla düşürmem. Cümlelerin çok derin ve anlamlı. Yazılarını çok seviyorum. Umarım her şey istediğin gibi olur. :)
    Koskocaman sevgiler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bak ne mutlu oldum şimdi:)
      ya aslında her şey istediğimiz gibi olmasın ama aksi durumlarda bunu aşabilme ve gelişebilme gücüne hayır demem:)
      çok sevgiler benden sana:)

      Sil
  2. Dünyadayız gerçekten, "dünyadasın işte bunun tedavisi yok." :(( Sağlıcakla kal :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tedavisi olmayan tedavi istiyorum ve bu dünyadaki bazı şeyleri çok da takmadan yaşamak istiyorum. bazen:)
      hepimiz sağlıcakla kalalım:)

      Sil
  3. unutulmayan kişi yani, bi de kırmızı bisikletli, o yolculuğa çıkarsın işallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. unutmam gerekiyormuş deep, yani en azından hatırladığım kişiye veda etmem gerekiyormuş. ama böylesi daha iyi gelecekmiş bana.
      kırmızı bisikletli çiçek çocuk:)
      umarım:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

bunları boşver, olan yine olur.

konusu sen olmayan günlük.

2405.